This isn't an official website of the European Union

Hafızanın Peşinde: AB Destekli Belgeselden Depremlerin Ardından Hatay için Yol Haritası

“‘Ev alev alev yanarken yaptığım hiçbir şeyin anlamı yok.’ Gene de, ev yanmaktayken bile, önceden olduğu gibi devam etmek gerek; hatta belki, kimse fark etmese de, her şeyi öncesinden daha bir özenle ve dikkatle yapmak gerek. Belki hayat yeryüzünden silinecek, belki iyisiyle kötüsüyle yapılanlardan herhangi bir anı kalmayacak. Ama sen önceden olduğu gibi devam edeceksin, değişmek için çok geç, artık daha fazla zaman yok.”

 

Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen “Evler, Yüzler, Taşlar” belgeseli İtalyan filozof Giorgio Agamben’den bu alıntıyla başlıyor. Yönetmenliğini Mustafa Orman’ın üstlendiği film, Şubat 2023 depremlerinde renklerini kaybetmiş bir kentin, Hatay’ın (Antakya) hikayesini siyah beyaz görüntüler eşliğinde anlatıyor: Yıkılmış binalar, terk edilmiş caddeler, birbiri ardına dizilmiş çadırlar, buldozerler ve toz.

Mountains of rubble in Hatay

Hatay’daki enkaz dağları

 “Gün içinde şehirde sadece yıkım ekipleriyle malını kurtarmaya çalışan insanların telaşı ve koşuşturması dışında bir şey görmek mümkün değil“ diyor filmde kentin bugünkü halini anlatan bir Hataylı. 

Bu, bir eskiye özlem filmi. Depremlerin ve onların getirdiği yıkımın sadece bir rüyadan ibaret olmasını istiyor orta yaşlı bir adam filmde. Sesi yorgun ve üzgün. Hatay’da hemen herkesin ruh hali böyle. Nedenini filmdeki başka biri tek bir cümle ile anlatıyor: “Antakya bizim her şeyimizdi.”

Hataylılar ne yapabilir?

Peki, büyük kayıplar yaşamış Hataylılar, “her şeylerini” yeniden kazanmak için ne yapabilirler? İşte bu sorunun peşine düşen yönetmen, “Depremden bir sene önce Hatay’a gitmiş ve orayı çok sevmiştim. Depremin ardından kentin yıkılmış halini görünce bu filmi yapmaya karar verdim. Antakya’nın dinlerin buluşma noktası olmasından yola çıktık. Alevi, Ermeni, Rum ve Süryani cemaatlerinin temsilcileri de dahil olmak üzere Antakyalılarla kentin nasıl yeniden ayağa kaldırılabileceğini, yemek kültürü de dahil kentteki kültürel yaşamının nasıl devam ettirilebileceğini konuştuk. Çünkü bir kenti ayağa kaldırmak sadece bina yapmaktan ibaret değildir, aslolan oradaki kültürü devam ettirebilmektir” diyor.

Filmdeki yaşlı bir kadın da bunu onaylıyor: “Avm’ler değil, Antakya’yı ayağa kaldıracak çarşıdır.” Kastettiği kentin tarihi Uzun Çarşısı ve buradaki alışveriş kültürü. 

Deserted streets through the director’s eyes

Yönetmenin gözünden terk edilmiş sokaklar

Film kentin çok kültürlü yapısına, ortak hafızasına ve kent kimliğine sahip çıkmanın önemine dikkat çekerek Hataylıları kente eski renklerini ve neşesini ortak akılla yeniden kazandırmaya; Agamben’in sözlerini takip ederek depremden önceki gibi yaşamaya çağırıyor. Yönetmene göre Hatay’ın günlük yaşam alışkanlıklarını, kültürünü ve kimliğini korumanın yegane yolu bu.

Tam da bu yüzden, yıkılmış bir kenti göstermesine rağmen, filmin baskın duygularından biri umut. Depremin ardından Hatay’ı terk edenler dönmenin, kalanlar ise Hatay’ı yeniden ayağa kaldırmanın umudu içinde. Kimi yeniden Uzun Çarşı’nın kalabalığını göreceği günü bekliyor, kimi okulunun onarılmasını.

“İnşallah yine kiliseye geleceğim” diyor yaşlı bir kadın yıkıntıların önünde. Onun da sesinde umut var.

A collapsed church in Hatay

Hatay’da yıkılmış bir kilise

67 binin üzerinde ağır hasarlı bina

Hatay’da binlerce kişi yaşamını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı. Yaklaşık 15 bin yıkık bina, 8 binin üzerinden acil yıkılması gereken bina ve 67 binin üzerinde ağır hasarlı bina tespit edildi. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a göre yaklaşık 500 bin kişi Hatay’ı terk etti. Başkan Savaş, “Hatay’ın bütün dinamiklerinin bir araya gelerek Hatay’ı eskisinden daha güçlü bir şekilde ayağa kaldırılması gerekiyor” demişti.

Director Mustafa Orman decided to make the film when he saw the destroyed city after the earthquake

Yönetmen Mustafa Orman deprem sonrası yerle bir olmuş şehri görünce filmi çekmeye karar verdi

Çekimler 25 gün sürdü

Mustafa Orman’ın AB Sivil Düşün Programı Gayret özel desteği kapsamındaki 45 dakikalık belgesel filminin çekimleri 25 gün sürdü. Film henüz gösterime girmese de Orman  Hatay’da özel bir gösterim düzenlemeyi planlıyor.

Sivil Dusun?

Sivil Düşün nedir?

Sivil Düşün, Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin ve aktivistlerin hak odaklı çalışmalarını destekleyen bir Avrupa Birliği programıdır. Program, küçük ölçekli, kısa vadeli ve hak temelli girişimler için ayni destek ve uzmanlık sağlıyor. Deprem sonrası toparlanma sürecinde sivil toplumun çabalarının verdiği umutla program, sürdürülebilir toparlanmaya katkıda bulunmayı hedeflemiş ve Gayret özel desteğini duyurmuştu.

gayret

“Evler, Yüzler, Taşlar” filminin fragmanı için tıklayınız.

AB-Türkiye işbirliğine ilişkin hikayeler