Şubat depremleri Türkiye’deki 11 ilde sağlık sistemi de dahil olmak üzere günlük hayatı sekteye uğrattı. Deprem bölgesinde sağlık hizmetlerine erişim en acil ihtiyaçlardan biri haline gelirken Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler de bu ihtiyacı karşılamaya katkı sunmak için bölgede sahra hastaneleri kurdu.

“Hastaneler ve eczaneler yıkıldı. Doktorlar ve sağlık personeli yaşamını yitirdi.
Böyle bir ortamda sahra hastaneleri hayati rol oynadı” diyor Hatay’daki İspanyol Sahra Hastanesi’nin gönüllü tercümanı akademisyen Barış Tuğrul.

İspanyol Sahra Hastanesi gönüllü çevirmeni Barış Tuğrul

Sahra hastanesindeki ilk gününde sadece yarımşar saatlik öğle ve akşam yemeği arası vererek sabah 9’dan gece 11’e kadar aralıksız çeviri yaptığını söylüyor ve devam ediyor: “O gün çalıştığım doktor 115 hastaya baktı. Tek çevirmen ben değildim. Çünkü sahra hastanesi büyüktü; kadın doğumdan pediatriye, fizyoterapiden cerrahiye kadar pek çok poliklinik ve iki eczane vardı.” Tuğrul İspanyol personelin bölge halkıyla iyi ilişkiler kurduğunu, bölge halkının ise hem hastaneden hem bu dayanışmadan memnun olduğunu da sözlerine ekliyor.

Sahra hastanelerinde binlerce depremzede tedavi edildi.

Sağlık alanındaki dayanışma

Hataylı depremzede hekim Servet Alkan sağlık alanındaki dayanışmanın önemini vurguluyor:

“Ben de dahil birçok doktor arkadaşım ailelerimizi güvenli şehirlere yerleştirdikten sonra deprem bölgesine döndük. Meslek odaları, sendikalar ve  sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde kurulan revirlerde, diğer illerden gelen gönüllü doktor arkadaşlarla dayanışma içinde çalışmaya başladık. İlk günlerde tıbbi malzemeye erişim sorunumuz vardı. Depremin üçüncü gününde Antalya ve Bolu’dan arkadaşlar tırlarla serum ve medikal malzeme gönderdi. Sonraki günlerde farklı illerden bu destek sürdü. Türk Eczacılar Birliği’nden gönüllü arkadaşların büyük desteği oldu. Bu arada pek çok ülkenin açtığı sahra hastaneleri depremzedelerin bakımlarını ve tam teşekküllü hastanelere sevklerini üstlendi.”

İtalyan Sahra Hastanesi ekibi

“Dayanışma acıları azaltıyor”

Dayanışma temalı 9 Mayıs Avrupa Günü’nde açılan “Birlikte Güçlüyüz” sergisinde Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ise dayanışmanın önemini şöyle vurguladı:

“Dayanışmanın sevinçleri büyüttüğüne ve acıları azalttığına dair bir inancımız var. Nitekim 11 ilimizi ve 16 milyona yakın vatandaşımızı etkileyen deprem felaketinin ardından AB kurumları ve üye ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplumun gösterdiği dayanışma bizim için çok kıymetli.”

AB depremin ilk gününden itibaren Türkiye’ye destek verdi.

AB’den dayanışma örneği

Depremlerin ardından Hollanda AB Sivil Koruma Mekanizması aracılığıyla bölgeye bir tıbbi tahliye uçağı gönderdi. AB Sivil Koruma Mekanizmasına entegre edilmiş ekstra bir vatandaş koruma katmanı olan rescEU'nun Romanya ve İsveç'teki rezervleri aracılığıyla yaklaşık 2 bin çadır, 8 bin yatak ve 2 bin 500 yataklı 500 barınma ünitesi seferber edildi. Sivil Koruma Mekanizması aracılığıyla, 21 AB Üye Devleti, mekanizma kapsamındaki 4 katılımcı devletle birlikte 32 arama kurtarma ekibi ve 7 sağlık ekibi göndermeyi önerdi ve bu ekiplerden bazıları hayatta kalanları aramaya başlamak için ilk gün deprem bölgelerine ulaştı. İlk müdahale ekiplerine ek olarak, Mekanizma aracılığıyla Belçika, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'dan beş sahra hastanesi Türkiye'ye gönderildi. Bu sahra hastaneleri binlerce insanın tedavi edilmelerine olanak sağladı ve daha sonra bazı tıbbi ekipman Türkiye'ye bağışlandı.

Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut Belçika Sahra Hastanesini ziyaret etmişti.

AB dünyanın en büyük sahra hastanesini finanse ediyor

28 Şubat'ta Hatay Kırıkhan'daki Belçika Sahra Hastanesi'ni ziyaret eden AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, şöyle diyor:

 “Avrupa Birliği’nden gelen bütün sahra hastaneleri Türk vatandaşlarına çok profesyonel ve yüksek kaliteli hizmet sağladı. Depremin ardından mevcut Türk hastanelerinin yükünü azaltmaya yardımcı oldular. Deprem bölgesindeki faaliyetler, başarılı ve koordineli Avrupa yaklaşımının mükemmel bir örneğiydi. Şimdi de AB’nin deprem bölgesindeki insanlara desteğini sürdürmesinin yanı sıra Avrupa Komisyonu, doğal veya insan kaynaklı afetlerin ardından yeni rescEU Acil Tıp Ekibi kapasitesini geliştirmek için
aralarında Türkiye’nin de olduğu 8 ülkeye 106,2 milyon avro tahsis ediyor. Bu ortak girişimle Avrupa'nın en büyük sahra hastanesi kapasitesine ulaşacağız. Daha önce Hatay’da da söylediğim gibi Türkiye bizim desteğimize ve dayanışmamıza güvenebilir, şimdi ve daha sonra.”

Avrupa Komisyonu, Türkiye dahil 8 ülkeye 106,2 milyon avro tahsis ediyor.

Avrupa Komisyonu’nun bütçe ayırdığı ülkeler Türkiye, Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg, Portekiz ve Romanya olarak sıralanıyor.

Lusa Haber Ajansı'na konuşan Portekiz Ulusal Tıbbi Acil Durum Enstitüsü (INEM) Başkanı Luís Meira, "dayanışma ruhunu”nun önemini vurgulayarak, “"Ülkelerin müdahale kapasitesi, genellikle ülke sınırlarına saygı göstermeyen durumlara cevap vermek için yeterli değil" diyor.

Bu nedenle bu projenin bir parçası olmak ülkeler için hayati önem taşıyor. Avrupa Komisyonu Acil Durum Yönetimi Direktörü Hans Das, rescEU EMT projesinin doğal afetler veya pandemiler sırasında ülkelerin acil durum ekiplerini güçlendireceğini söylüyor.

Hans Das'a göre, sahra hastanesi "çok gerekli" ve daha da gerekli olacak. Çünkü "Avrupa'da ve dünyada volkanlar, depremler ve diğer ani başlayan felaketler gibi sürekli büyük doğal afetlerin riskleri altındayız ve aynı zamanda değişen risk ortamı bizi yeni türlerde afet risklerine maruz bırakıyor." Das, bu kapasitenin "dünyanın en büyük sahra hastanesi" olmasının beklendiğini de sözlerine ekliyor.

AB-Türkiye işbirliğine ilişkin hikayeler