AB ve Türkiye Göçü Beraber İdare Ediyor
Göç her zaman için Avrupa gündeminin en önemli konusu olsa da, AB’nin güneyindeki komşularında gözlemlenen istikrarsızlık, Avrupa Birliği'ne ulaşmaya çalışan kişi sayısını önemli ölçüde artırmıştır.
Türkiye, çok sayıda göçmenin ve sığınmacının geldiği bölgelerin yakın komşusu ve Batı Avrupa’ya giden ana göç yolları üzerinde bulunan önemli bir geçiş ülkesidir. Suriye krizinin patlak vermesi ile birlikte Türkiye, önemli bir mülteci akınıyla karşılaşmış, bu da ülkenin üzerinde çok yoğun bir göç baskısı oluşturmuştur.
Göçmenlerin ilk ulaştığı ve transit geçiş yaptığı ülke konumunda bulunan Türkiye, coğrafi pozisyonuna da bakıldığında, AB’nin göç akımlarının idaresi konusunda ana ortaklarından biridir. Bu sorunları ortak bir temelde çözüme ulaştırmak için AB, Türkiye ile iletişimi sürdürecektir. Bu bağlamda AB, sınır yönetim alanı ve insan kaçakçılığıyla mücadele hususları da dahil olmak üzere Türkiye ile kurulan işbirliğini genişletmek ve en çok Türkiye’nin etkilendiği, daha önce benzeri görülmemiş bu mülteci krizi konusunda ülkenin omuzlarına yüklenen yükü azaltmaya destek vermek için hazırdır.
Türkiye ile AB arasındaki işbirliğinin kilometre taşı, 01 Ekim 2014 tarihli Geri Kabul Anlaşmasının imzalanmasıdır. Türkiye ile yürütülen vize serbestisi diyaloğu, “Vize Muafiyetinin Yol Haritası” ile aynı zamanda başlamıştır.
Son bir yıl içerisinde Türkiye’ye akın eden, oradan da AB’ye geçen mülteciler, bu işbirliğine yeni bir boyut kazandırmıştır. 15 Ekim 2015 tarihli ve göç konulu çok taraflı üst düzey politika diyaloğunun ardından AB liderleri, gelecekte benimsenecek siyasi yol ve öncelikler üzerinde anlaşmaya varmış, AB’nin göç krizine müdahalesinde önemli bir rol üstlenecek olan Ortak Eylem Planı hususunda Türkiye ile mutabakat sağlamışlardır.
Buna ek olarak 18 Mart 2016 tarihinde düzenlenen AB - Türkiye zirvesinde AB ve Türkiye, "kaçakçıların çalışma şeklini bozmak ve göçmenlerin hayatlarını tehlikeye atmak yerine kullanabilecekleri bir alternatif sunmak" amacıyla alınacak önlemlere ilişkin karar almışlardır. Bu hedefe ulaşmak için üzerinde mutabakata varılan eylemlerden biri, 20 Mart 2016 itibariyle, Türkiye’den Yunan adalarına geçmekte olan, fakat sığınma başvurusunda bulunmamış veya başvurularının herhangi bir temele dayanmadığı ya da kabul edilemez olduğu kanaatine varılmış tüm göçmenlerin Türkiye’ye iadesidir. AB ve Türkiye tarafından kabul edilen beyanının uygulanması AB tarafından yakından izlenmektedir.